Ani beklenmedik şekilde gelişen fiziksel, psikolojik tehdit içeren bireyin durumla başa çıkmasını zorlaştıran olaylar travma yaşantılardır. Travmaların bazıları insan eliyle oluşurken, bazıları da doğal yolla oluşur. Deprem, sel, maden kazalarına bağlı felaketler doğal yolla oluşan travmalardır. Tecavüz, işkence, fiziksel şiddet, aşağılanma, ihmal gibi olaylar sonrasında kişinin yaşama uyumunu zorlaştıran olaylar insan eliyle oluşan travmalardır. Travma bireyin kişiliği ve iç dünyasında kalıcı bir etki bırakan olağan dışı yaşantıların yarattığı ruhsal yaralardır. Travmalarda yaşanan olayın ağırlığı kadar, kişinin duyarlılığı da oldukça önemlidir. Yoğun çaresizlik, korku tepkilerine neden olan ciddi düzeyde tehdit içeren yaşantılar travmaya sebep olur. Örneğin; Deprem, ölümcül bir hastalığa yakalanmış olmak fiziksel bir tehdit içerir, tecavüz hem fiziksel hem de inançlara yönelik tehdit içerir. Tecavüze uğrayan kişinin yaşamı güvenli algılaması oldukça güçtür. Travmaya erkeklere göre; kadın ve çocuklar daha çok maruz kalmaktadır.
Post Travmatik Stres Bozukluğu ;DSM IV göre kişi kendi veya başkaları açısından gerçek veya muhtemel bir ölümle, ciddi yaralanmayla ya da fiziksel bütünlüğe yönelik bir tehditle doğrudan karşı karşıya kalmış veya böyle bir olaya tanık olmuş ve yoğun korkuyla, çaresizlik ve dehşet duygusuyla tepki vermiştir. Yaşanan olayın süresi bir aydan fazladır ve rahatsızlık belirgin bunaltı veya kişinin mesleksel, toplumsal yaşamında ciddi bozulmalara neden olur. Olayın tekrar hatırlanması, flasbackler veya olaya ilişkin rüyalar belli biçimde tekrar tekrar yaşanır. Kişi olayın yaşandığı yerler ve durumlardan kaçınır ve olayı çağrıştıran durum ya da olaylara maruz kaldığında yoğun sıkıntı yada bunaltı yaşadığını ifade eder. Olaya maruz kalan kişi olayın önemli parçalarını hatırlamayabilir. Kişi de yaşama karşı ilgisizlik, insanlardan uzaklaşma, yabancılaşma duygusu görülebilir. Duygularda donukluk, sevilen faaliyetlerden uzaklaşma, genel olarak tetikte olma hali, uykuya dalma da güçlük oluşur. Böyle bir olay sonrasında kişide farklı duygular yaşanır. Olayın olmasından sorumlu tutulan kişilere yönelik öfke, olayın yol açtığı kaybın üzüntüsü ve geleceğe yönelik kaygı vardır. PTSB’da yaşanan olayın tekrarlanabileceğine dair en ufak belirti ortaya çıktığında kişide alarm tepkileri ortaya çıkabilir. Yaşadıkları olayla benzerlik gösteren her şeye tepki gösterirler. Örneğin eşi tarafından mutfakta bıçakla tehdit edilen bir kadın sadece bıçaktan değil çatal, kaşık gördüğünde de bir köşeye sıkıştırıldığında da yoğun korku yaşıyordu. Olayın zihinde bıraktığı iz ve buna bağlı aşırı tedbir sıklıkla görülür.
Travma Sonrası Stres Rahatsızlığında tehlikeli durumlar için kullanılan zihinsel alarm tetikleyici bir belirti ortaya çıktığında hızla aktif hale gelir. Günlük olaylar bile alarmın çalmasına neden olur. Kontrol edilemeyen her türlü stres yoğun duygusal etki bırakır. Eğer insanlar yaşadıkları olaylar karşısında bir şeyler yapabileceklerine inanıyorlarsa, bir miktar denetim gücüne sahipseler kendini çaresiz hissedenlere kıyasla daha iyi durumdadırlar. Bu noktada kişisel özellikler de devreye girmektedir. Travmada koruyucu faktörlerde vardır. .Bunlar bireysel başa çıkma becerileri, sosyal destekler, ailenin desteği, yaşantısında gelecekle ilgili imkanlar, inançlar ve emniyette olduğunu biliyor olmak.
EMDR travmaların psikoterapisinde oldukça etkili bir yöntemdir. Bireysel terapiler de kullanılan bir yöntemdir. EMDR ile birlikte travmaya maruz kalan kişi veya kişilerin yakınlarının da psikolojik destek alması yararlıdır. EMDR; göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme şeklinde açılabilir. Bilgi işleme modeline dayalı sekiz aşamalı bir yaklaşımdır. EMDR tedavisi rahatsız eden olaya ulaşılmasını, işlenmesini hızlandırmak için duygusal, bilişsel, bedensel tepkilere odaklanmaktır. Yaşanan olay EMDR seanslarında yeniden yapılandırılarak kişinin olaya karşı duyarlılığı azaltılmakta ve durumla başa çıkabilmesi sağlanmaktadır.