Ders başarısızlığı, çocuk psikiyatrisi kliniklerine ailelerin en sık başvuru nedenlerinden bir tanesidir. Sıklıkla ailenin bazen tek şikayeti çocuğun dersine çalışmaması veya dersler konusunda isteksiz davranması olabilmektedir. Her ne kadar çoğu aile tarafından ayrı bir sorun olarak görülmesine rağmen psikiyatrik açıdan ders başarısızlığı birçok farklı sorunun bir yansımasıdır. Tüm psikiyatrik bozukluklarda ders başarısı olumsuz yönde etkilenebilmesine rağmen ders başarısızlığının en belirgin nedeni psikiyatrik sorunlar değildir. Sıklıkla çocuğun bilişsel becerileri, algılaması, öğrenme süreçleri ile ilgili yapılan gerek psikiyatrik değerlendirme, gerekse psikikolojik testler normaldir. Temel sorun çocuğun derslere olan motivasyonu, yani istenci ile ilişkilidir. Her hangi bir psikiyatrik sorun yaşamamasına rağmen çocuk derslere karşı isteksizdir. Bu sürece neden olabilecek pek çok farklı faktör olmasına rağmen 3 temel etki payına sahip ortam her zaman için temeli oluşturmaktadır; okul, aile ve arkadaş çevresi.
Mesleğime yeni başladığım dönemde ders başarısızlığı nedeni ile getirilen bir çocuk “Sınıfım 45 kişi. Ben arkalarda oturuyorum. Öğretmen dersi anlatırken sınıfta sürekli bir uğultu var. Dersi dinleyemiyorum ki anlayayım” demişti. Aslında bu serzeniş okul ile ilişkili birçok sorununda özeti olmaktadır. Her çocuğun hakkı olan eşitlik gibi bir kavramdan uzak eğitim sistemlerinin getirdiği farklılıklar, bazen ders başarısızlığının temel nedeni olabilmektedir. Birçok açıdan baktığımızda bir çocuğun ders çalışmasında temel etken öğretmene karşı duyduğu sorumluluk duygusu olduğunu söylemek yanlış olmaz. Tabii ki 50 kişilik bir sınıfta öğretmenin öğrencilerine ayırdığı zamanla ilişkili sorunlar olması, yeterince ilgi gösterememesi beklenilen bir sonuç olabilir. 20 kişilik sınıflarda, öğrenciyi de içine alabilen, uygulamalı, interaktif eğitim metodlarının hakim olduğu bir okulla ile kıyaslandığında çocukların fırsat eşitsizliği yaşadığı aşikardır.
Ders başarısızlığı, çocuk psikiyatrisi kliniklerine ailelerin en sık başvuru nedenlerinden bir tanesidir. Sıklıkla ailenin bazen tek şikayeti çocuğun dersine çalışmaması veya dersler konusunda isteksiz davranması olabilmektedir. Her ne kadar çoğu aile tarafından ayrı bir sorun olarak görülmesine rağmen psikiyatrik açıdan ders başarısızlığı birçok farklı sorunun bir yansımasıdır. Tüm psikiyatrik bozukluklarda ders başarısı olumsuz yönde etkilenebilmesine rağmen ders başarısızlığının en belirgin nedeni psikiyatrik sorunlar değildir. Sıklıkla çocuğun bilişsel becerileri, algılaması, öğrenme süreçleri ile ilgili yapılan gerek psikiyatrik değerlendirme, gerekse psikikolojik testler normaldir. Temel sorun çocuğun derslere olan motivasyonu, yani istenci ile ilişkilidir. Her hangi bir psikiyatrik sorun yaşamamasına rağmen çocuk derslere karşı isteksizdir. Bu sürece neden olabilecek pek çok farklı faktör olmasına rağmen 3 temel etki payına sahip ortam her zaman için temeli oluşturmaktadır; okul, aile ve arkadaş çevresi.
Birçok aile bazen çocuğun olumsuz davranışlarının arkadaş çevresinden kaynaklandığını düşünmesine rağmen bu konuda yaptığı müdahaleler sıklıkla fayda dan çok çocuğun ailesine karşıda cephe alması ile sonuçlanır. Bu konuda yapılacak en doğru yaklaşım çocuğun çevresinin aile tarafından yapılandırılmasıdır. “O arkadaşın kötü. Onunla arkadaşlık yapma” demek yerine olumlu arkadaş ilişkilerini kurabileceği ortamlara yönlendirmek daha faydalı olacaktır.
Çocuk ailenin yansımasıdır. Ailenin genetik yatkınlıklarından, eğitime bakış açısına ve çocuğun eğitimi de ön planda tuttuğu konulara kadar pek çok farklı alan çocuğun ders başarısını etkileyebilir. Ailenin en belirgin etkisi model oluşturmak yönündedir. Gazete, kitap okumayan bir anne babanın çocuğum kitap okumuyor demesi gülünç olacaktır. Sosyal bir varlık olan çocuk davranışlarını sosyal alanlarda çevresindeki kişileri taklit ederek kazanma eğilimindedir. Özellikle göreceli bir şekilde okul dönemine kadar kapalı bir ortamda, sınırlı bir çevre içerisinde yetişen çocuğun çevresindeki en belirgin model aile bireyleridir. Bu nedenle okul öncesi dönemden itibaren ders başarısı ile ilişkili birçok etkenin çocuğun tüm gelişim dönemleri boyunca sürdüğü söylenebilir. Ailelerin ders başarısı ile ilişkili nasıl davranmalıyım sorusuna en güzel yanıt iyi bir model oluşturmak yönünde olacaktır. Çocuğun okul öncesi dönemden itibaren kitaplara alıştırılması, yeni şeyleri öğrenmeye yüreklendirilmesi, eğitimsel imkanların sunulması ailenin temel görevleridir.