Altını ıslatma sorunu olan çocukların tedavisinde ise şu ilkelere uyulmalıdır:
Gece kalkıp tuvalete gitme bir hedef olarak kesinleştirilmelidir.
Tuvalete ulaşmak kolaylaştırılmalıdır.
Çocuğun kuru kalkma sorumluluğunu üstüne almasına yardım edilmelidir.
Yatmadan önceki 2 saat boyunca fazla sıvı alımından kaçınılmalı ve kafein içeren içecekler kesinlikle verilmemelidir.
Yatağa girmeden tuvalete gidilmelidir.
Gece kuru kalması için bez bağlanmamalıdır. Bu tür yöntemler temizlik için yararlı olmakla birlikte çocukların gece kalkma motivasyonlarını olumsuz etkilemektedir.
Sabah temizliğine çocuğun katılımı sağlanmalıdır.
Çocukların benlik saygıları desteklenmelidir.
Çocukların hangi günler kuru kaldıkları bir kart üzerine işlenmelidir.
Çocuklar en az ayda bir kez kontrol edilmelidir.
Altını ıslatan çocuklara genel olarak 7-8 yaşına geldiğinde tedavi için girişimlerde bulunulması önerilmektedir. Bu girişimlerin başında çocuğun kendisinin veya ailesinin gece uyanmasına dönük programlar gelmektedir. Önce çocukların kendiliğinden uyanması denenir, bu mümkün olmuyorsa ailenin çocuğu gece uyandırıp tuvalete gitmesini sağlayan program uygulanır. Daha önce başarılı olduğu gösterilmiş 6 günlük bir programın ayrıntıları ise şu şekildedir.
Davranış değişikliği üzerinde duran tedavilerden bir sonuç alınamadığında “enüretik alarm” kullanımı denenmelidir. Ancak bu yöntemin denenmesi için çocuğun 8 yaşını bitirmesi beklenmelidir. Alarm cihazları çocuk idrar kaçırmaya başlar başlamaz harekete geçen ve böylece çocuğun uyanıp, mesanesini kontrol etmesi konusunda yardımcı olan araçlardır. Son yıllarda “enüretik alarm” teknolojisinde önemli ilerlemeler olmuş ve hem küçük hem de kullanımı kolay alarm cihazları üretilmiştir. Alarm tedavisine 2-3 ay devam edilmesi gerekmekte ve bu tedavi ile çocuklarda %70-84 oranında iyileşme sağlanmaktadır. Alarm tedavisi sonunda tekrarlama riski %10 dolayındadır.
Tik, hırçınlık, kardeş kıskançlığı sorunlarının nedenleri tespit edilmeli. Çünkü bu problemler birçok nedene bağlı olabilir. Çocuğun dikkat çekme isteği olabilir, kendisini fark edilmemiş hissediyor olabilir, ebeveyninin fazla katı tutumuna tepki gösteriyor olabilir. Bu nedenlerden hangisinin daha yakın olduğunu anlamak için çocukla iletişim kurulmalı, eğer sözel yolla başarılamıyorsa resim yaptırarak ya da bir hikaye içindeki karakterlere ilişkin yorumlarından ipucu yakalayarak ne hissettiği belirlenmeli. Ancak bu hiç kolay değil, bunu bir psikoloğun yapması çok iyi olur. Yine de denemek lazım. Çocuğun sorunu tespit edildikten sonra o konuda daha özenli olunmalı, destek verilmeli, eleştiriden kaçınılmalı ve olumlu özellikleri vurgulanmalıdır.